
ATATÜRK ve ATICILIK

/>Atatürk’

ün bizzat meşgul olduğu spor dalları arasında atıcılık da yer almaktadır.

Askeri okul

öğrencisiyken atıcılığa merak sarmış, arkadaşları arasında, keskin nişancılığı ile tanınmıştı.

Bu merakı, hayatı boyunca da devam etmişti.

Milli mücadele yıllarında olduğu gibi, Cumhuriyetin ilk yıllarında da Büyük Kurtarıcının sık sık atış talimlerine gittiği, hatta bazen tüfekle atış tecrübelerine de katıldığı görülmüştür.

/>

/>Son yıllarında, büyük bir silah fabrikası tarafından

özel olarak yapılıp, kendisine armağan edilen, baston biçimindeki tüfek de, Atatürk’

ün büyük ilgisini

çekmişti.

Atatürk bu baston tüfekle, gerek Ankara’da

Çankaya Köşkünün bahçesinde, gerekse

İstanbul’da Dolmabahçe Sarayının bahçesinde atış denemeleri yapardı.

/>

Kaynak:
http:
//www.ataturk.net/spor/

/>

/>Ağustos 1922.

.

Mustafa Kemal Atatürk, Büyük Taaruz

öncesi bir mauser ile atış talimi yapıyor.

.

/>





/>

/>Yine bir başka fotoğraf, yukarıdaki yazıda bahsi geçen baston biçimli tüfek ile atış yaparken;

/>



/>

/>

ATATÜRK ve OKÇULUK

/>Büyük Atatürk, Türk’

ün ata yadigarı sporlarından biri olan okçuluğa karşı da büyük ilgi göstermiştir.

Bir zamanlar Türk’

ün

şanına

şan katan bu sporun yeniden ihyası yolunda ilk emir ve direktifler Atatürk’ten gelmiştir.

/>

/>Atatürk’

ün emir ve direktifleriyle

“milli sporumuz okçuluğun canlandırılması, gelişmesi ve eski

şöhretine yeniden sahip olabilmesi”

amacıyla ilk adım, 1937 yılında atıldı.

Bu ilk adımda,

ünlü kemankeş Tozkoparan Mir- i Alem Ahmed Ağanın soyundan gelen, iki eski ve

ünlü okçumuz;

İbrahim

Özok ile Bahir

Özok kardeşlerle birlikte, ikinci Sultan Mahmud devrinin

ünlü kemankeşlerinden olup, yine o tarihlerde ilk okçuluk kitabını yazan Mustafa Kani

(Kemankeş Mustafa)nin torunlarından Vakkas Okatan ve bu Ata sporuna gönül vermiş kişilerden Prof.

Necmeddin Okyay ile Hafız Kemal Gürses ve o tarihlerde Beyoğlu Vakıflar Müdürü olan, değerli tarihçi Halim Baki Kunter’in payları büyüktür.

Beyoğlu Halkevi’nin bünyesi içinde kurulan

“Ok Spor Kurumu”

, tertiplediği okçuluk yarışmalarıyla, bu yolda

önemli girişimlerde bulunurken, gençlerden de büyük ilgi görmüştür.

Kızlı erkekli 30 kadar genç okçuyla birlikte

çalışan, eski

ünlü okçular, bu sporu yeniden ihya ederlerken, büyük emekler vererek

“Ok Spor Müzesi”ni kurumuşlardır.

/>

/>Bu müze, Türk okçuluk tarihine ait paha biçilmez eserler ve hatıralarla donatılmıştır.

/>

/>Atatürk, hastalığının hızla ilerlediği bir döneme rastlamasına rağmen, bu kulübün faaliyetleriyle yakından ilgilenmiş, milli sporumuz olan okçuluğun, canlanması, gelişmesi ve eski

şöhretine yeniden sahip olabilmesini yürekten arzulamıştır.

/>

/>Ancak

çok geçmeden, Atatürk’

ün

ölümüyle okçuluk sporumuz birden hamisiz kalıvermiş, büyük emeklerin

ürünü, Ok Spor Kurumu ve eşsiz değerleri sinesinde barındıran Ok Spor Müzesi, kütüphanesi ve arşiv ile bir gece içinde kapatılıvermişti.

Bu arada kulübün dolaplarında bulunan, eski Türk okçuluğuna ait paha biçilmez değerdeki müze, kütüphane ve arşiv, bir gecenin içinde meçhul kişiler tarafından yağma edilmişti.

/>

/>Türk okçuluğu uzun bir duraklamadan sonra Büyük Atatürk’

ün okçuluk sporuna karşı olan ilgisini yakından bilen Celal Bayar’

ın, Cumhurbaşkanı olmasıyla yeniden ele alınmış ve onun,

özel olarak görevlendirdiği

ünlü kemankeş Tozkoaran ahfadından Fazıl

Özok tarafından derlenip toparlanarak ihya edilmiştir.

/>

Kaynak:
http:
//www.ataturk.net/spor/
